31 Aralık 2013 Salı

O Zaman Bu Daaaa 2013'ün Sonnnn Yazısı Olsun (:

Selam Millet!!
Bugün 2013'ün son gününü yaşıyoruz.
Hatta neredeyse bitiriyoruz.
Ben halaa İstanbul trafiğinde evime ulaşmak için uğraşıyorum :)

Bu yıl hayatımda çookk büyük değişiklikler ve yenilikler oldu. Ben 2013'ü güzel başlangıçlar ve anılarla uğurluyorum vee sevgili 2014'den bana çok çok daha güzel anılar ve başlangıçlarla gelmesini rica ediyorum. 

Her şeye rağmen yaşadığınız hayatı sevip gülümsemeye devam edin.
Daha iyisini istiyorsanız bunun için elinizden geleni yapın. Ama elinizde olanlarla da mutlu olun her daim.

Hayatınızdan mutluluk huzur sağlık ve gülücükler eksik olmasın. Siz ona gülümserseniz hayatta size er ya da geç gülecektir unutmayın...

Don't Forget to Smile!! :))

Sevgilerimle,

28 Aralık 2013 Cumartesi

Üsküdar'a Gideriken Aldı Da Bir Yağmur :))

Selammmmmmm ben geldim yineeee :))
Hem de bu sefer gezmeli tozmalı geldim..
Sabah kaldım sonra yine uyudum sonra yine kalktım ve yine uyudum sonra yine kalktım hatta kahvaltı bile yaptım ama yine uyudum :))
Sonra baktım böyle olmuyor kalktım bir duş aldım odacığımı temizleyip hafif bir de makyaj yapıp eeennn rahat eşofmanlarımı kombinledim..
Eşofman ve makyaj ne alaka dediğinizi duyar gibiyim açıkcası ben de öyle dedim kendi kendime amaaaa kendimi güzel hissetmek istedim napalım canım aaa bazen de mantıksızlık gerek insana :))
Sonra annişkomu öptüm veee yaklaşık 2 saattir Beşiktaş'ta olan arkadaşımla buluşmaya gittim.

Tam olarak vapurların olduğu yerde buluştuk.
Arkadaşımı öperken baktım vapur gitmeye hazırlanıyor "koşşş" dedim "vapura biniyoruz!"..
"Ne? nasıl yani? nereye gidiyoruz?" soruları arasında peşimden geldi tabii :))
Ben de ona "nereye gideceğimizin ne önemi var ki ya Kadıköy ya Üsküdar çok bi seçeneğimiz yok ve hangisi olduğunun da şu an bir önemi yok hadi gell" dedim veee hazır hava da güzel içeri girilen kapıyı pas geçip üst kata sürükledim arkidişimi :))

26 Aralık 2013 Perşembe

MyReal'dan Haberler ~~

Arkadaşlar bu ara blogum hep mim doldu çünkü ben zahmet edip iki satır bir şey yazamıyorum.
Aslına bakarsanız genelde gezip tozmalarımı yazdığımdan ve bu arada pek gezemediğimden yazacak pek bir şeyde olmuyor ama durum böyle olunca da blogumu ihmal ediyor gibi hissediyorum kendimi.
Her gün bir şeyler yazmak ve sizleri okuyup yorumlar yapmak için deli oluyorum.
Ve aslına bakarsanız yorum yapamasam da yazılarınız mailime düştükçe hepsini okuyorum otobüste vs.. Ama işte ne yazık ki yorum yapamıyorum. :(

Hastalığım geçti gibi. Hala sabahları bir öksürük krizi tutuyor ama kısmen daha iyiyim.
İlk sınavlar gelip geçti iyi gibiydiler yalnız Açıköğretim zedelerden biri olaraktan yanlışların doğruları götürmediğini ve boş bırakmanın gereksiz olduğunu sınavdan sonra öğrenmiş olmanın hüsranını yaşıyorum :)
Neyse bakalım sonuçlar nasıl olacak :)

Bu arada müşteri temsilciliği alanında iyice gelişebilmek için kararlar aldık. Serkan Bey'in tavsiyesiyle yeni yeni kitaplar okuyorum ve 2014'de proje yöneticisi olarak çalışan arkadaşlarla birlikte toplantılara katılıp bu gelişmemi hızlandırmaya başlayacağım. Bana şans dileyin lütfen (:

25 Aralık 2013 Çarşamba

Paul Muad-Dib'den Gelen Mim ~~

Selam Millett!!
Ahh bu mimler de olmasa bloga uğramayacağım bu araa (:
Sevgili Paul Muad-Dib mimlemiş beni..
Kendisi bloguma şu yoğun olduğum zamanlarda geldiğinden ne yazık ki iadeyi ziyaret yapamadım ama o yine de hazırladığı miminde beni de unutmamış.
Çokkk teşekkür ediyor veee mime başlıyorummmm :)

1-En sevdiğiniz müzik türü hangisi? Neden? Bu türü kiminle tanıdınız? Ve bu türde son hızla kimleri dinlemeye devam ediyorsunuz?
Bir soru içerisinde bir sürü soruu :) Öncelikleee benim öyleee şu tarz diye bir takıntım yoktur. O an ruh halim nasılsa odur benim tarzım.. Bazen bağır çağır müzikler dinlerim bazen lirik bazen TSM bazen de kel alaka şeyler (:
Hımmm hiç öyle şu türü bununla tanıdım diye bir şey olmadı bende.. Ama Simple Plan'ı lisedeyken platonik aşık olduğum bir çocuk sayesinde tanımıştım.. En çocukçası bu olsa gerek :P :)
Bu ara Pink delisi bir vaziyette geziyorum ortalardaaaa..

2-Konuyu müzikten açmışken devam edeceğim… Sizce “iyi müzik” diye bir şey var mıdır? Varsa nedir? Yoksa kişisel bir zevk meselesi olduğu için “iyi müzik” de kişiye göre değişir mi?
Bence iyi müzik diye bir şey tabi kide vardır. Ama bu kişiye ve ruh haline göre değişir dense de kötü olan kötüdür arkadaş.. Müziği yerlere serenler var ne yazık ki..
En sevilen müzik tarzı derseniz evet kişiye göre değişir denebilir ama müzik ya iyidir ya kötü bence...

17 Aralık 2013 Salı

Biricitten Gelen Mim~~

Selammm Millett!!

Uzun zamandır yokum buralarda ve sanırım iyileşene kadar bir süre daha olamayacağım.
Bu arada hayatımda ve düşüncelerimde değişiklikler oluyor. Dönünce sizlere hepsini anlatacağım ama öncelikle bu yoklukkk dönemlerimde beni unutmayıp mimleyen sevgili arkadaşım Garfield hayranı Biricit'e çookkk teşekkür ediyorum. - Paul Muad-Dib seni de unutmadımmm bu mimden sonra hemen senin mimini de cevaplayacağım ^^-
Haydi Mim Başlasın O Halde!! -Adı çokkk güzel bu mimin!-
En Sevdiğin?! 

1.En sevdiğin renk?
Benim ennnn sevdiğim renk çokkkkk ama aşık olduğum renk kesinlikle  KIRMIZI !! Eğer üzerimde kırmızı bir şey varsa o gün ben harika hissederim kendimi! Her kadının içinde de bir kırmızı aşkı olduğuna eminim! (:

2.En sevdiğin çiçek?
Hımmmm şu anda tammm baş ucumda sevgili iş arkadaşıma yıl dönümlerinde gelen kırmızı mis gibi güller duruyorken düşündüm de ben papatya seviyorum sanırım yaaa (:

3.En sevdiğin yemek/sebze/içecek?
Ahhh işte beni can evimden vuran soru (: Seç beğen al!! Sevmediklerimi saymam daha kısa sürer sanırım :P
En çoookkk pilav, makarna, patates veeee her türlü patlıcan yemeği :)

4.En sevdiğin yerli/yabancı şarkı?
Ayyhhh bilemedim ki şimcikkk (:
Yabancılardan Avril'i seviyorum. Şirin şeker bişi yaa :P
Bir de Koreli unniem var Baek Ji Young! Sesine bayılıyorum, inanılmaz lyric bir sese sahip.. Buyurun buradan dinleyin...   Tıık tıkk ^^

11 Aralık 2013 Çarşamba

Güzel bir karikatür ~~

Arkadaşlar Selam!!

Bu ara açıköğretim sınavları, müşterilere sunulan teklifler, muhasebe hesapları vee en önemlisi hastalıklarım yüzünden bir türlü blog yazamıyor yorum yapamıyorum.
Ama bir selam vermek istedim sizlere.
Buralardayım yani ben unutmayın beni. İlk fırsatta döneceğim :)

Bu da yazıma başlık olan karikatür. . Sevdim güzel bir şey benceeee :)


Bu arada kendi hazırladığım mimi okuyup sizler de yaparsanız çokkkk sevinirim ki bennn :)

Not: Mobilden yazıyorum yazım yanlışları vs olabilirrr ;)

Sevgilerimle,

4 Aralık 2013 Çarşamba

Kendi Mimim ~~

Hazır mimlere başlamışım o zaman devam edeyim diyorum ve başta Sonsuz olmak üzere sürekli bana ne var bu Kore'de nedir bu sevda diye soranlara cevap olabilecek bir mim başlatıyorum.
Demiştim ama yoğunluğumdan dolayı bu mimi bir türlü yayınlayamadım. Bu esnada beni unutmayıp sürekli yorumlar yapıp nerelerde olduğumu soran canımmmm arkadaşlarıma çookkkk teşekkür ediyorum veee mime geçiyorum :)
-----------------
Doğduğumuz şehri, ülkeyi ve şartları seçemeyiz ama belli bir yaştan sonra yaşayacağımız yere de şartlara da kendimiz karar verebilir, hayatın izin verdiği doğrultuda isteklerimizi gerçekleştirebiliriz. Öyleyse söyleyin bakalım;
*Sizin doğmak istediğiniz değil artık yaşamak istediğiniz şehir neresidir? Neden?
Tabi ki benim bundan sonra yaşamak istediğim ülke Kore şehir ise Gangnam, Seul ya da Busan.
Nedenine gelecek olursak. Bunda Koreli aktör ve şarkıcıların çok ama çok tatlı ve yakışıklı olmalarının alakası yok denecek kadar az.
Ben Kore'de kadına verilen değeri seviyorum. Oradaki huzuru, mutluluğu, her şeye rağmen gülümseyen tatlı yüzleri..
Şimdi böyle söyleyince "Ne yani Türkiye'de kadına değer verilmiyor mu? Burada huzur yok mu?" diyenler oluyor. Elbette burada da kadına değer veriliyordur ya da huzur vardır ama üzgünüm İstanbul artık o şiirleri süsleyen güzel şehir değil benim için.
Bir diğer konu "Nereden biliyorsun bunları, izlediğin dizileri gerçek mi sanıyorsun sen, çok hayalperestsin farkındasın dimi" vs yorumları.
Hayır izlediğim dizilerden yola çıkmıyorum. Tanıştığım onlarca insan, izlediğim onlarca belgesel ve yazılarını okuduğum, orada yaşayan onlarca insan var benim.. Yani pembe dizilere aldanıp, pembe düşler kurmuyorum arkadaşlar (:
Vee en önemlisi de bu şehirden ve bana hatırlattıklarından kaçıp kurtulmak istiyorum diyebilirim.

* Yaşamak istediğiniz bu şehirde yapmak istediğiniz meslek nedir?
Benim kendimi bildim bileli en büyük hayalim öğretmen olmak. Bu yaştan sonra zor ama Kore'de eğer İngilizce bildiğinize dair belgeniz olursa, girmeniz gereken sınavlardan da iyi notlar alırsanız İngilizce öğretmenliği yapabiliyorsunuz-muşsunuz. O yüzden imkansız değil yani eğer oraya gidip yaşamayı başarabilirsem meslek en küçük derdim olacak sanırım. Hem bir bilgisayarcının her yerde yiyecek ekmeği vardır yaa :)

*Hayalinizde kurduğunuz yaşam nasıldır peki?
Ben eğer istediğim gibi öğretmen olabilirsem öğrencilerimle dolu inanılmaz güzel bir yaşamım olacağını düşünüyorum. Çünkü Kore'de öğretmenlere inanılmaz bir saygı duyuluyor. Önceden bizim ülkemizde de böyleydi durum ama artık ne yazık ki öğretmenlere gereken önem verilmediği gibi saygı da gösterilmiyor.
Neyseeee..
Boş zamanlarımda dışarı çıkıp o hiç bilmediğim farklı insanları, yaşamlarını, sevinçlerini, ne olursa olsun her daim tebessüm edebilme yetilerinin nereden geldiğini, pazarları, köylerini, kırsal yaşamı, gençler ve yaşlılar arasındaki ilişkinin bizde olduğu gibi olup olmadığını ve daha bir sürü şeyi inceleyerek geçen eğlence ve keşif dolu süper bir yaşamım olacağını düşünüyorum..
Tabi ki zorlukları da olacaktır. Bazen bir dost sıcaklığını da arayacağımdır ama olsun orada yeni başlangıçlar yapıp yeni dostluklar da elde edeceğim ne de olsa dimi amaa :) 

*Yeni bir yer yeni bir hayat peki ya Aşk?
Öyle efelenip aşk diye bir şey yok derim çoğu zaman ama tabi ki de aşka en az İlknur'cum kadar inanırım ben de :) 
Aşk ve hayat 50% demişti İlknur. Aynen öyle Aşk'sız bir hayat eksik bir hayattır bence de :) 
O yüzden tabi ki de yeni bir başlangıç yaparken hayatıma kendi gönlümün seçtiği birini dahil etmek isterim ama sonra sonra birden bire değil.. Çünkü bence aşkın en güzel zamanları o ne olduğunuzu bilemediğiniz dönemdir. Hani ne sevgilisinizdir ne de arkadaş. Soranlara sevgilim demeye utanırsınız -tatlı bir utangaçlıktan bahsediyorum burada- ama sadece arkadaşız demeye de yüreğiniz el vermez yaaa işte o dönemi doya doyaaaa yaşadıktan sonra geçmek isterim bir üst seviyeye :) 

Mimi daha fazla uzatmak istemiyorum. Çok hayalperest fazla masal tadında bir şey oldu çünkü (:

Ben bu mimi bizzat kendim hazırladığım için hepinizin yapmasını istiyorum. Ama tek tek isim yazmakta istemiyorum, çünkü o zaman mim cevaplamayı sevmeyen insanları zorluyormuş gibi hissediyorum. O yüzden benim sevgili arkadaşlarım okurken gerçekten içinizden cevaplamak geldiyse, ben de şöyle olsun isterdim diye geçirdiyseniz o güzel yüreğinizden lütfen siz de cevaplayın hazırlamış olduğum bu mimi :)

Her şeye rağmen Masal tadında, şirin, güzel hayatlar yaşamanız dileği ve 
Sevgilerimle,